Hayat kaldığı yerden devam ediyor elbette. Boşluklarla yaşamaya alışıyor insanoğlu. Bu yetiye sahip olmasaydık zaten çok daha zor olmazmıydı herşey. İçimizdeki büyük inançla herşeye dayanma gücüne de sahip oluyoruz.Gidenlerin, bırakanların ardından da bakıyoruz önümüze, geleceğimize.Daha fazla yine edebileşmeden sözü burada kesiyorum.
Bugün benim olmasa da benim gibi sevdiğim başka bir anneannenin tarifini vereceğim size.
Sıcak yaz günlerinde ağır yememek için bunu sıkça yapıyormuş. Bir keresinde ben de denk geldim ve Neriman'cığımın soğuk çorbasından içme fırsatım oldu. Bu çorbaya benzer içinde farklı farklı malzemelerin olduğu çeşitlerini daha önce de denemiştim. Bunu farklı kılan şey hiç bir şey yemez, lakabı "yemekseçer" eşimin de ağzının tadına uygun oluşu oldu. Yaz başından beri dolabımızdan artık hiç eksik olmuyor. Bunun sayesinde evdeki pilav-makarna egemenliği yok oldu, yemekler daha hafif ve sağlıklı bir hal aldı. İster tek başına bir öğünü geçiştirmek üzere, isterseniz zeytinyağlıların ya da ızgara etlerin yanına garnitür gibi de ikram edebilirsiniz.
Malzemeler: (8 kişilik)
- 1 çay bardağı buğday
- 1,5 çay bardağı nohut
- 1 kilo yoğurt
- soğuk su
- 2 tatlı kaşığı kuru nane
- arzuya göre tuz
- haşlamak için su
Buğday ve nohutu bir gece önceden ıslatıyoruz. Ertesi gün ikisini birden düdüklüye koyup üzerini 2-3 parmak geçecek şekilde su koyup pişiriyoruz. (Benim düdüklümde 25 dk kadar sürdü) Piştikten sonra soğutup yoğurt ilave ediyoruz. Soğuk su ilave edip sulandırıyoruz. Nane ve tuz ekleyip kasede servis ediyoruz.
Afiyetle,
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder