Ama ne yapayım siz söyleyin ?
Şu sofraya ne yapılabilir ? (Şimdi tabureleri croplamadım diye Müge bana kızacak!!!)
Yani blog camiasının duayenlerinden birinin evinde çaya davetlisiniz ve yok kusura bakma az önce kocaman bir topla haşır neşir atladık zıpladık ondan yiyemem mi diyecektim? Niye diyecek mişim canım, ohhh afiyetle yedim hepsinden :) Hem de kaç tur :)
Adaş şekerim birbirinden nefis mamalarıyla bizi hem ağırladı hem de yolluk yapıp evde de devam etmemizi sağladı :)
Neler yoktu ki , patlıcanlı harika kıtırlıkta bir poğaça, kabak salatası, makarna salatası, sosyete mantısı (Cumartesi gecesi misafirlikten döndüğümüzde saat 03:00'de (gecenin üçü yani) Engin'in karnı acıkıp sana ne yolladı bak Müge diye ona da yedirdim, mutluluktan uçuyordu zavallıcık) , havuçlu kek, profiterol ve Yasemin'in müthiş aşuresi. Hepsinden şimdi de olsa yerim valla, hiç pişman değilim :)
Müge'den çıktım eve döndüm bu sefer de komşucum aradı, bugün yemekler benden diye :) Bana bak, ekmek elden su gölden hayatıma tam gaz devam :) Lahana dolmaları, kabak tatlıları, makarnalar , salatalar ohh ohh... Güya akşam yemek yemem diyordum kendime :)
Okeyler oynandı, filmler seyredildi... Çerezler, meyveler, pörtletilmiş (patlamış yani) mısırlar (haa bu mısır pörtleklerini ben yaptım sahi, mikroldalganın tuşuna basmışım!)
Gecenin bir körü eve gidip yatıldı ve sabah itina ile kalkılıp bu sefer de aşağıdaki sofraya ulaşmak adına yola çıkıldı :) Okey sofrasından kalkarken davet edildiğimiz kahvaltı sofrasına vardığımızda sanki o yemekleri yiyen biz değildik valla. Aynı başarılı yaklaşımla bu sofraya da gereken ilgiyi gösterdik.
Bak yaptığım bir işi daha tespit ettim, ekmek makinasını kurmuşum :) Cevizli ekmekler bendendi efendim :)
Dün akşam yemeğini yine komşucumlarla dışarıdan balık söylemek suretiyle kapatınca şu Müge kardeşinizin haftasonu özeti budur: Biz yedik Allah arttırsın, sofrayı kuran kaldırsın :)
Tembellik hatsafhada olunca bu hafta üretim sıfır düzeyindeydi. (Ekmek ve pörtlemiş mısırları saymazsak tabii)
O nedenle fotoğrafı çekilmiş eski bir tarifi paylaşacağım bugün sizlerle..
Sizi bilmem ama ben bu yemek diyim çorba mı diyim neyse işte Ekşili Köfteye bayılırım, hatta bayılır ayılır üzerine tekrar bayılırım :)
Yapılışı bence çok zor değil, köfteleri ufak ufak yuvarlarken hem kendimi yöresel bir şey yapıyormuşum hissine kapılıyorum, havaya sokuyor beni yanii :)
Malzemeler:
- 250 gr yağsız dana kıyma
- 2 yemek kaşığı yıkanmış pirinç
- 1 adet orta boy soğan
- tuz - karabiber
- un (köfteleri yuvarlamak için)
- 2 yemek kaşığı un
- 1,5 litre su
- 1 yemek kaşığı tereyağ
- 1 adet limon
- 1 adet yumurta (sadece sarısı)
- Sosu için tereyağ - kırmızı biber
Soğanı rendenin küçük tarafı ile rendeliyoruz. Kıyma, soğan, pirinç, tuz ve karabiberi bir kasede yoğuruyoruz. Hazırladığımız harçtan ufak ufak parçalar alıp yuvarlayıp un koyduğumuz bir tabak ya da tepsiye koyuyoruz. Tüm kıyma harcı bitene kadar aynı işlemi tekrarlıyoruz. Tepsiye koyduğumuz köfteciklerin heryerini tepsiyi sallayarak una buluyoruz. Daha sonra başka bir kaseye alarak un fazlalığından kurtarıyoruz.
1 yemek kaşığı tereyağını eritip 2 yemek kaşığı un ilave ederek kavuruyoruz. Unun kokusu çıkınca üzerine suyu ilave ediyoruz. Su kaynamaya başladığında köfteleri atıp zedelemeden karıştırıyoruz. Limonu sıkıp yumurtanın sarısına ilave ediyoruz ve çırpıyoruz. Hazırladığımız bu terbiyenin üzerine kaynayan sudan biraz alarak karıştırıyoruz. (Bu kesilmesini engelleyen hareket olacak) Köfteler pişince (pirinçleri şişecek ve bunu görebileceksiniz) terbiyeyi tencereye ilave ederek karıştırıyoruz. Bu aşamada tekrar tuz kontrolü yapılıp, zevke göre eklenebilir.
Kıvamı koyulaşan yemeğimizi bir taşım daha kaynatıp ocağın altını söndürüyoruz.
Sos için tereyağını kızdırıp kırmızıbiber ilave ediyoruz. Servis esnasında bu sosu döküyoruz.
Afiyetle,
Not : Acaba bu haftasonu nereye gitsek :))
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder